top of page

Mustafa Cerit/ Ekonomi, kriz ve vatan savaşı

nursan-i__iler1-900x396.jpg

Ekonomi, kriz ve vatan savaşı

1980 lerden bu yana, işbirlikçi iktidarlar, özelleştirme adıyla, kamuya ait Cumhuriyetin bütün kazanımlarını üretim dışı bıraktılar.

Tekel, Et Balık Kurumu, Sümerbank, Şeker fabrikaları, Seka özelleştirilir gibi yapılarak, kapatıldı.Ülkemizde Amerikan sigara tekeli oluşturuldu.

Amerikan Cargill'in, GDO lu mısır şurubuna mecbur bırakıldık.

Kağıt yokluğundan gazeteler, kitaplar, dergiler basılamaz hale geldi. Gazeteler tek tek kapanıyor. 

Kendimiz üretmeden, ithal ürünlerin tüketimi pompalandı.

Demir çelik fabrikaları, bankalar, sigorta şirketleri, haberleşme firmaları özelleştirilmekle kalmadı. Yabancıların eline geçti. Temizlik ürünlerinin hepsi yabancı firmaların elinde.

Bankalar, sokaklarda kredi kartı dağıtarak, halkı borçlandırdı.

Üretmeden tükettiğimiz için, halk borçlu, devlet borçlu. Mevcut para da, AKP tarafından üretici değil, tüketici alanlara harcandı. Geleceğimiz bile satıldı. Dış borç büyüdü, hazne küçüldü.

Bu durumda kriz kaçınılmazdı. Halen durumu kavramayan hükümet, Doğal İstanbul boğazı dururken, yapay İstanbul kanalından söz edebilmektedir.

Emperyalist ABD, sürekli Türkiyeyi bölmek, önündeki en büyük engeli kaldırmak için, oyunlar içinde. Türkiye cumhuriyeti, kurtuluş savaşından bu yana ilk kez, geri dönülmez biçimde emperyalizmle karşı karşıya geldi.

TSK, ABD'nin işbirlikçi uzantıları olan, PKK ve Fetö'ye karşı savaş halinde. Fırat'ın doğusunda ve Kıbrıs da, doğrudan ABD ordusuyla karşı karşıya gelecek. 

 

 

 

 

 

AKP, krizden kurtulmak, için gerekli tedbirleri alamıyor ve alamaz. Kriz, tam anlamıyla kendini göstermiş değil. Büyük bir dalga geliyor. Çok sayıda fabrikanın kapanması, işçilerin işsiz ve aç kalması tehlikesi, üzerimize doğru çullanıyor.

Krizden çıkış için, bu güne kadar yapılanların tersi yapılmalı, üretim ekonomisine geçilmelidir.

Kongordato isteyen, ya da iflas eden fabrikalara el konulmalı, %51 i kamunun olmak üzere, isterse %5 i fabrika sahibine, % 44 ü işçiye pay edilerek, üretime devam edilmelidir. Kamu ve işçiler yönetimde söz sahibi olmalıdır. 

İktidar ve birçok sendikacı gelen tehlikenin farkında değil. 1989 bahar eylemlerinde de, sendikacıların bir kısmı, işçi hareketini önceden görememişti. Bahar eylemleri o sendikacıları süpürdü. Sendikacılar, gelecek büyük işçi eylemlerini görmezse, yine süpürülür giderler.

Bu dönemde, militan, mücadeleci sendikacılara ihtiyaç var.

Yukarıda anlattığımız gibi, işçi sınıfının sorunu, emperyalizmden ve işbirlikçi iktidarlardan kaynaklanıyor. 

Sadece işçiler değil, tarım ve hayvan üreticileri, esnaflar, devlet memurları, hatta milli sanayici de bu krizden etkileniyor.

Böyle olunca emperyalizme karşı milli bir savaş gerekiyor. Parti ayrımı yapmadan, ancak milli bir hükümet bu savaşta başarılı olabilir. 

İşçi sınıfı ve milli sanayici, farkında olsalar da olmasalar da ilk kez çıkarları, vatan savaşında birleşmiştir.

Herkes aklını başına almalı, krizi işçilerin başına yıkmak yerine, krize karşı yükü paylaşmalı, topyekün vatan savaşında birleşmelidir.

isci-hareketi-13092018.jpg
59941faa61361f0a1011c79d.jpg
Please reload

bottom of page