top of page

Krizden çıkış yolu

Para.jpg

KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU

 

Üretimin argümanları

 

Kapitalist sistemde üretim yapılabilmesi için, 1. Sermaye sahibi sanayici, 2. Üretim aletleri ( Makinalar, fabrika, bilgisayarlar vs.) 3. Hammadde, 4. Makinaları çalıştırıp, hammaddeyi işleyerek, katma değer katan işçiler olmak zorundadır.

Bunların biri yoksa üretim yapılamaz.

İnsanların ihtiyaçlarını karşılamaları için üretim yapmak zorundalar. Üretmeden tüketilemez.

Emperyalizm, bizim gibi ülkelerde üretmeden tüketmeyi, kendi ürettiklerini bize satmayı dayattılar. İşbirlikçi iktidarların da sessiz kalmasıyla bundan başarılı olmuşlardır.

Artık ülkemizde sadece paketleme, montaj yapılabilmektedir. Hiçbir ürünün tamamı yerli değildir.  Özellikle kriz sürecinde öğrendik ki, civcivler bile ithal malıymış.

Emperyalizmin kaçınılmaz krizi ile bizim ekonomimizdeki olumsuz durum birleşince, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere etkisi iki kat daha artarak yansımıştır. Krizden her kesim, işçi, esnaf, köylü ve milli sanayici etkilenmiştir.

Bu durumu ne yazık ki, ne işveren, ne de sendikacılar kavrayabilmişler. Her iki taraf da klasik çözüm yolları arayışında

 Sanayici her zamanki gibi bu durumdan sorumluluğu en az olan işçinin sırtına yıkarak, işçi çıkararak kurtulacağını sanıyor ve bu yola başvuruyor.

Sendikacı da her zamanki gibi "direniriz, kazanırız, sorumlu işverendir" diye sorunu çözmeye çalışıyor.

Hükümet de durumu kavramış değil. Üretim filan demelerine rağmen, üretimin önünü açacak tedbirler almaktan uzaklar. Hâlâ serbest piyasa ekonomisi deyip duruyorlar. Hâlâ merkez bankasının bağımsızlığından söz ediyorlar.

 

Böyle olunca; üç taraf dan da yeni duruma göre politikalar üretecek çözüm önerileri gelmiyor.

Kimse bu güne kadar “üretmeden tüketmek yıkım getirir, özelleştirmelere hayır” diyen uzmanlara sormuyor. Vatan Partisinin Milli hükümet programına bakmıyor.

Birçok sanayici batıyor, borçlanıyor ama sendikacılara “ben burayı yönetemiyorum, gelin beraber yönetelim” demiyor. Sendikacılardan da, işverene böyle bir öneri gitmiyor.

Hükümet tarafından, batan, batmakta olduğu bilinen fabrikaları, kamulaştıralım denmiyor.

İşveren borçlarıyla baş başa, işçi ise alacaklarını alabilmek için nöbete devam ediyor. Üretim araçları boş boş yatıyor.

Hükümet para bulabilmek için sağa sola bilinçsizce saldırıyor.

Batan şirketlerin sahipleri şuna razı olmalı. Sendika ile birlikte fabrikaya nitelikli profesyonel yöneticiler atanmalı. ( mühendisler, ekonomistler vs.). Fabrika sahibi maaşa bağlanmalı. İşçiler fabrikaya ortak yapılarak dört elle üretime sarılmalı ve kâra geçirmeli. Maaşını kolayca almalı.

Fabrika kapatmak, işçi çıkarmak ülkemizi daha fazla batağa götürür. Kriz daha da derinleşir. Vatandaş aç kalır.

Bu hükümet bu krizin altından kalkamaz

Krizin çözümü, “Kriz yok diyen, ev yanarken yangın yok" diyen adam gibi bir hükümetle değil, milleti seferber edebilecek, komşularıyla iyi ilişkiler kurabilecek ve alış verişi geliştirecek, parti farkı gözetmeden milli unsurlardan oluşan bir milli hükümetle mümkündür.

Mevcut iktidar bunu kabullenmelidir.

Başka da çıkış yolu yoktur.

bottom of page